Bu fotoğrafa bakıp çocukluğuna dönenler var mı içinizde ? Bu fotoğrafı ben çekmedim , herzaman ki gibi internetin nimetlerinden yararlanarak eskileri anımsatmak adına kopyaladım (Kaynak)
Dün sabah servisle işyerime gelirken yol kenarında buna benzer bir manzara görünce paylaşmak istedim.
İki hanım (hemen senaryoyu yazdım tabi) çocukları oyuna , kocaları işe gönderip evdeki yatak yorgan , içinde yün olan ne varsa dikişleri söküp, yere kocaman çarşaflar serip , yünleri üzerine boşaltmışlar , elleriyle ayırarak havalandırma işlemine koyulmuşlar.
Biz çocukken annem ve komşu teyzeler apartmanımızın arka bahçesinde yorganların yatakların yünlerini,pamuklarını boşaltıp yaz temizliği yaparlardı. Yünleri oklavalarla döverek havalandırır güneşte iyice hava almalarını sağlarlardı. Bize düşen görev de rüzgar çıkarsa kaçan yünleri yakalamaktı :))
Ne kadar eğlenirdik, yünler kabardıkça ellerimizi iki yana açıp kendimizi sırt üstü yünlerin üzerine bırakırdık
Yatak ve yorganların kılıfları akşama kadar yıkanıp kurumuş olur, sonra iyice havalanmış ve kabarmış olan yünler özenle kılıflara doldurulup dikilirdi.
Hele ki dikildikten sonra o puf puf olmuş yataklarda yatmak dünyanın en harika duygusu olurdu bizim için...
Bu işlemi özel olarak yapan kişiler de vardı tabi
Hallaççı geeeeeldiiiiii diye sokaklarda gezen amcalar , sırtlarında okçulukta kullanılan yaya benzer bir alet taşırdı. Sonra yünleri o aletin ucundaki telle havalandırırıp kabartırdı . Bakınız resim 2
Bu pamuklar tellerden etrafa saçılıp tekrar toplanıp tekrar tekrar dövülürmüş, "hallaç pamuğu gibi" deyimi de buradan gelmekteymiş.
Resim alıntıdır |
O zamanlar şimdiki gibi kuş tüyü hazır yorganlar, ortopedik yataklar genellikle durumu iyi olan kişilerin evlerinde olurdu. Artık yün yatak, yün yorgan , yün yastık neredeyse kalmadı -büyük şehirlerde-
Ben gördüğüm o hoş manzarayla çocukluğuma döndüm, gülümsedim
Bu güzel cumartesi gününde sizlere de tebessüm ettirebildiysem ne mutlu bana :)
Yorumlar
Yorum Gönder